• Uluslararası Eczacilik Federasyonu - FIP

  • İtalyan Lisesi

  • Deniz Ticaret Odası

  • Kastamonu Birlik Toplantıları

  • Askerlik

  • Eczacılık Yüksek Okulu Talebe Derneği

  • Milli Türk Talebe Birliği

  • Bağ-Kur

Demirel'in 2011 yılı mesajları
2011’e 2010’da Zedelenen Birliktelikle Giriyoruz


(DP Basın Merkezi – 6 Ocak 2011) - 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Eko Enerji dergisinin Ocak 2011 sayısında, derginin Genel Yayın Yönetmine Prof.Dr. Mustafa Özcan Ültanır’ın sorularını cevaplandırırken, “2010 yılında Türkiye’nin birlikteliği geniş çapta zedelenmiştir. Şimdi bu zedelenmeyi derinleştirmemek ve kucaklaşmak vatandaşa kalıyor.” dedi. Prof.Dr. Ültanır’ın, 9. Cumhurbaşkanı Demirel’le yaptığı söyleşi şöyle:
 

 

 



Ültanır: Sayın Cumhurbaşkanım, bu ayki söyleşimizde 2010 yılının değerlendirilmesi ile 2011 yılına ilişkin beklentiler üzerinde görüşlerinizi almak istiyorum. 2010 yılına dünya ekonomik kriz içinde girmişti, şimdi kriz duraladı gibi görünmekle birlikte, Avrupa’da Euro bölgesinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor.

Türkiye 2010 yılına siyasal gerginlik, hukuksuzluk tartışmaları, terör, işsizlik sıkıntıları ile kaos ortamında girdi. Maalesef 2010 yılı hiçbir sıkıntımıza çözüm yılı olamadı, hatta sorunlarımız kronikleşti. Şimdi sizden 2010 yılının genel değerlendirmesini almak istiyorum. 2010 yılının muhasebesi nedir, kısacası ne getirdi, ne götürdü?

HER ÜLKE DÜNYADA OLUP BİTENLERİN ETKİSİ ALTINDA

Demirel: Sevgili Hoca, şimdi şöyle bir bakış ve değerlendirme yapalım. Ben evvela kısa bir dünya değerlendirmesi yapayım. Ondan sonra Türkiye’ye ilişkin söylediklerinize ve sorularınıza geleyim. Aslında Türkiye’de olup bitenler, dünyada olup bitenlerden çok ayrı değil. Her ülke dünyada olup bitenlerin etkisi altında. Onun içindir ki evvela bir dünya değerlendirmesi üzerinde durmamız gerekiyor.

DÜNYA EKONOMİK KRİZİN ETKİSİNDEN TAM ANLAMIYLA ÇIKAMADI

2010 yılına dünya bir ekonomik krizle girdi. 2009’un sonuna doğru kriz düzelmeye yönelmişti, ama ekonomik krizden çıkılması için çırpınmalar devam ediyordu. Aslında 2010 yılında dünya ekonomik krizden çıktı. Yalnız hâlâ bir stabilite tesis edilemedi.

Ekonomik krizden çıkmış olmasına rağmen, yine bazı ülkelerde zorlamalar, sıkıntılar oldu ki, bunlar Avrupa’nın önemli ülkeleri idi, hatta bir zamanların çok parlak sayılan ülkeleri idi. Yunanistan sıkıntılar içine girdi. İrlanda sıkıntılar içine girdi. Portekiz ve İspanya’da birtakım sıkıntılar oldu. Hatta Fransa’da bazı sıkıntı emareleri görüldü. Buralarda alınmış olan tedbirlerin büyük sosyal çalkantılara sebep olduğunu gördük, Sokak hareketlerinden tutun da birçok çalkantılar. Yani dünya hâlâ ekonomik krizin etkisi altından tam manasıyla çıkmış değildir.

2010 YILINDA ENÇOK DÜNYANIN YENİ AKTÖRLERİ TARTIŞILDI

Amerika’daki gelişmeler krizin sona erdiğini gösteriyor. Yalnız, çok ağır ve yavaş gidiyor. Amerikan ekonomisi dünya ekonomisinin dörtte biri, çok önemli bir ekonomi ve lokomotif görevi yapıyor. Bütün gözler bu ekonomide, yalnız 2010 yılının dünyasında yeni aktörler ortaya çıktı ve yıl boyunca bunlar tartışıldı. Acaba Çin hangi senede Amerika’yı yakalayabilecek ve bugünkü dünyada lider durumunda olan Amerika’yı hangi senede geçebilecek? Brezilya ve Hindistan ne yapacak, bunlar nasıl bir gelişme gösterecek? Rusya Federasyonu hangi şartlar içinde toparlanabilecek? Bütün bunlar tartışıldı durdu. Yani, dünya yeni aktörlerin durumlarını tartıştı.

ARTIK DÜNYADA G-20’LER SÖZ SAHİBİ

2011’e ekonomik bakımdan daha sakin bir dünya ile giriliyor, ama endişeler var, kaygılar var. 2008 sonunda başlayan 2009’daki krizin meydana getirdiği durumu tümüyle ortadan kaldıracak ve yeni krizlerin olmasını önleyecek araçlara ilişkin aramalar devam ediyor. G-20’ler bu meselede aktif görünüyor. Zaten 2010 yılında gördük ki, dünyada söz sahibi olan ülkeler artık G-8’ler değil, G-20’ler olmuştur. Bu önemli bir gelişmedir. Dünyadaki ekonomik durumun bir bölümü böyle.

DÜNYANIN EN ÇOK İHRACAT YAPAN ÜLKESİ ARTIK ALMANYA DEĞİL, ÇİN

Ekonomik durumda önemli bir olay daha var, ihracat olayı. Dünyada en çok ihracat yapan ülke Almanya iken, bu sene Çin Almanya’yı geçmiş görünüyor. “Çin korkusu” dünyada devam ediyor!. Çin kaygısı, Çin kuşkusu; acaba Çin nereye kadar varır? Bu kaygı ve tartışma sürüyor.

AFETLER ARTIK DİĞER ÜLKELERİ DE İLGİLENDİRİYOR

2010 yılında afetler oldu; depremler oldu, sel oldu, volkan patlaması oldu. Bunların hepsi dünyanın diğer ülkelerini ilgilendirdi. Meksika Körfezi’nde petrol kulesinde patlama oldu, burada denizi geniş çapta kirletti, tüm dünya ilgilendi.

AMERİKA’NIN IRAK’TAN ÇIKABİLMESİ CANINA MİNNETTİR

Savaşlara gelince, Irak’taki savaş durmuş görünüyor ve Amerika 50 bin kişi bırakarak silahlı güçlerini buradan çekti.

Ültanır: Sayın Cumhurbaşkanım, burada bir soru sormama müsaade eder misiniz?

Demirel: Tabii buyurun.

Ültanır: Amerika’nın Irak’tan çekildiğini söylediniz, Kuzey Irak’ta da kuvvetlerini azaltmış olabilir, ama Amerika’da bir değişiklik oldu. Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi’nde tekrar çoğunluğu kazandılar.

Demirel: Doğru.

Ültanır: Başkan Obama’nın topal ördek durumuna düştüğü bile söylendi. Cumhuriyetçiler Başkan Obama’nın Irak’tan erken çekildiği görüşündeler ve bu çekilişe karşı çıkıyorlar. Hatta Amerika Ortadoğu için Irak’a tekrar geri dönebilir görüşü de kendi basınında ifade olunuyor. Amerika tekrar geri dönebilir mi?

Demirel: Hayır.

Ültanır: Bu tabii bizim açımızdan Kuzey Irak ve Kürdistan sorunu, kaldıysa Kerkük sorunu nedeniyle Türkiye’yi çok fazla ilgilendiriyor.

Demirel: Hayır, Amerika tekrar dönmez. Oradan şu haliyle dahi çıkılıp gidilmesi canına minnettir. Esasen Irak’a müdahale etmek Amerika’nın yanlışıdır. “Neden çekiliyoruz?” diyenlerin tabii ki birtakım düşünceleri olabilir, ama görülmüştür ki, netice almak için askeri kudret yetmiyor. Eğer bir millet direnmeye karar verirse, onu mağlup etmek pek öyle kolay değil. Kısacası oradan çıkabilmesi, Amerika’nın canına minnettir.

AFGANİSTAN 2011 İÇİN ÖNEMLİ BİR ODAK

Afganistan’daki savaş durumu, neticesinin nereye varacağı belli olmadan devam ediyor. 2011 yılında Afganistan önemli odaklardan biri olmaya devam edecektir.

DÜNYA İRAN’A KARŞI EKŞİ VE BİZİM İRAN
MÜNASEBETLERİMİZ GICIK YARATIYOR

İran çok konuşuldu. İran’ın nükleer enerjiyi geliştirme bakımından giriştiği teşebbüsler çok kaygıyla karşılanıyor. Esasen dünyada nükleer silahlar endişe ile karşılanıyor. Dünyanın üzerinde en çok durduğu mesele odur.

İran barışçıl yollardan giderek nükleer enerjiyi kalkınma için kullanma istikametinde bir yol tutabilirse, dünya ile barışçıl bir vaziyet alır. Ama, ambargo koydular, belki ambargo istenildiği kadar İran’a etkili olmayabilir. Fakat dünya İran’a karşı ekşidir. 2011 yılına girerken gene bu ekşilik devam ediyor. Bu ekşiliğin tabii ki Türkiye’yi ilgilendiren tarafları var.

Ültanır: İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Ekonomik İşbirliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi için geldiği İstanbul’da dün yaptığı açıklamada, “İran artık nükleer bir güç” demiş. Bildiğiniz gibi “nükleer güç” ifadesi, nükleer enerji için değil, nükleer silahlar için kullanılan bir terimdir ve kaygı bu nedenle haksız değil. Şu anda İran’ın nükleer silahı yok biliniyor, ama en azından teknolojiye sahip olduğunu iddia ve belki de itiraf ediyor. Bu 2010 yılı için önemli bir gelişme değil mi?

Demirel: Evet iddia ediyor. Tabii önemli bir gelişme. Yalnız bunlara ne kadar inanılır, bilemiyoruz ki? Ama İran dünyaca takip ediliyor. Bizim İran ile olan münasebetlerimiz de dünyada gıcık yaratıyor.

SEÇİMLERLE DEĞİŞEN DÜNYA VE 2010 YILININ KADIN YÖNETİCİLERİ

İngiltere’de seçimler oldu ve hükümet değişti. 10 seneden fazla zamandır iktidarda olan İşçi Partisi gitti, yerine muhafazakârların kurduğu bir koalisyon geldi.([1])

Brezilya’da bir kadın cumhurbaşkanı oldu,([2]) çok önemli bir hadise. Avustralya’da bir kadın Başbakan([3]) başarıyla göreve devam ediyor, bunları dünya alkışlıyor.

POLONYA UÇAK KAZASI

Kazalar oldu, bilhassa Polonya uçak kazası, bütün dünyada çok büyük ilgi ve acı yaratmıştır.([4])

YILIN OLAYI

Şili’de 33 madencinin kurtarılması yılın olayıdır.

TERÖR VE KARIŞIKLIK

Tabii terör hadisesi çeşitli yerlerde, çeşitli şekillerde devam etti, Türkiye de dahil. Kırgızistan’da idare yine sokaktan değişti, yani halkın fiili müdahalesiyle değişti. Kırgızistan Amerika’nın Afganistan’a müdahalesiyle önemi artmış olan bir ülke.([5])

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SORUNU ÜZERİNDE UZLAŞMA YOK

İklim üzerindeki çalışmalar bütün sene devam etti, fakat istenilen neticeye varamadı. 2011 yılının gene en önemli meselelerinden biri, iklim üzerine çalışmalar olacaktır.

YOKSULLUĞA KARŞI CESUR TEDBİRLER ALINAMIYOR

Dünyanın diğer önemli bir meselesi yoksulluktur. Yoksulluk üzerinde pek çok çalışma devam ediyor, ama iç açıcı bir durum yok. Bilhassa Afrika’daki yoksulluğu ortadan kaldıracak, çok cesaret verici tedbirler insanlık tarafından alınabilmiş durumda değil.

WİKİLEAKS FIRTINASI 2011’DE DE DEVAM EDECEK GÖRÜNÜYOR

Tabii ki senenin sonuna doğru WikiLeaks fırtınası orta yere çıktı. WikiLeaks uluslararası siyasi münasebetlere bir alabora getirdi. Aslında ülkeler muayyen bir müddet sonra arşivlerindeki gizli bilgileri, eğer zaman sınırlaması dolmuşsa yayarlar. Nitekim, İngiltere 30 sene önceki bilgileri zamanı dolduğu için şimdi yayıyor. WikiLeaks epeyce dalgalanma uyandırdı. Sanıyorum ki 2011 yılında WikiLeaks’in meydana getirdiği dalgalanma devam edecektir.

DÜNYANIN SPORLA DA OLSA BİRLEŞMEYE İHTİYACI VAR

Bir de Afrika’da futbol maçları oldu.([6]) Bu maçları şunun için söylüyorum; benzeri birçok şey oluyor da, bu dünyayı birleştiren çok önemli bir unsur. Dünyanın birleşmeye ihtiyacı var, bu sporla da olsa.

Ültanır: Efendim, Güney Afrika’da yapılan Dünya Kupası’ndan söz ettiğiniz için izninizle şunu da vurgulayalım, Güney Afrika Cumhurbaşkanı şu anda Zuma, önceki Cumhurbaşkanı Mandela ile hapiste yatmış bir lider. Bilindiği gibi Nelson Mandela, Güney Afrika’da zenci ve beyazları bir millet kavramında kaynaştırmak için ortak duyguları canlandıran spordan yararlanarak birlik ve siyasi başarı sağlamıştır, bu ilginç bir filme de konu olmuştur. Güney Afrika spor aracılığıyla kurulmuş bir millettir.

Güney Afrika'da düzenlenen ilk büyük uluslararası etkinlik 1995 Rugby Dünya Kupası Güney Afrika’nın Springboks takımı tamamıyla beyaz Afrikalılardan oluşuyordu, zenciler o takıma karşı ve takım taraftarları da, zencilere karşı tepkiliydi. Mandela, takımı Güney Afrika takımı haline getirmeyi başardı ve takımın Rugby kupasını kazandığı gün, şimdi Güney Afrika'nın bir millet olduğu ilk gün sayılıyor. Sizin değerlendirmeniz, Mandela’nın amacına ve kullanılan “Tanrı’nın gökkuşağı çocukları futbolla birleşecek” sloganına uygun. Tüm bunlar 2010 yılı Dünya Kupası için Güney Afrika’nın seçilmiş olmasının da ne kadar isabetli olduğunu da gösteriyor.

GÜNEY KIBRIS’TA BASKETBOL TAKIMIMIZA YAPILAN SALDIRIYA
RAĞMEN BU MÜNASEBETLERİ DEVAM ETTİRMEK LÂZIM

Ben şimdi izninizle Güney Kıbrıs’ta Rum kesiminde Türk basketbol takımı Pınar Karşıyaka’nın Rum Apoel takımı ile yaptığı karşılaşmada, Türk takımına yapılan çirkin saldırıdan söz etmek istiyorum. Olayda büyük bir vahşet var.

Demirel: O karşılaşmada Türk takımına karşı yapılanlar çok çirkin ve çok ayıp bir şey, kınıyorum.

Ültanır: Bu ayıplayıp kınadığınız olay, Kuzey Kıbrıs Türk halkı ile Güney Kıbrıs Rum halkının hiçbir şekilde bir araya gelemeyeceğini gösteren bir durum olarak değerlendirilebilir mi?

Demirel: Bence bunu tümüyle Kıbrıs Rum halkına mal etmemek lâzım. Birtakım aşırı militanların işlediği bir halttır bu olay. Öyle bakmak lâzım. Sınırlarını aşan bir değerlendirmeye tabi tutmamak lâzım. Yine de o münasebetlere devam etmek lâzım.

Şimdi aşağı yukarı dünyadaki genel tabloyu çizdim. Bu tablonun bize ve 2011 yılına etkilerini kısaca söyledim.

TÜRKİYE’NİN 2010’DAN 2011’E GİRERKEN DURUMU VE SORUNLARI

Ültanır: Sayın Cumhurbaşkanım, şimdi Türkiye’deki siyasi gelişmelerle 2010 yılına bakmanızı dileyeceğim. Burada, Kozmik oda aramasından Balyoz soruşturması ve davasına, çok tartışılan Ergenekon davasına, Anayasa tartışmalarına ve 12 Eylül Referandumu’na, son olarak terörün stratejisi doğrultusunda Cumhuriyet’in üniter ve ulusal yapısına yönelik bir tehdit oluşturan Demokratik Özerklik isteklerine kadar çok sayıda sıkıntılı gelişme yaşadık. Teröristler ve ayrılıkçılarla pazarlık sürecine girildi. Ekonomik büyümeye karşın, işsizlik devasa boyutta sürdü. Karşımıza karamsarlık yaratan, gerginlik gösteren bir siyasal tablo çıkıyor. Siz bu tabloyu nasıl görüyor ve Türkiye’nin 2010’dan 2011’e giriş koşullarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Demirel: Evet, şimdi 2010 yılının Türkiye’sine ve ona bağlı olarak 2011 yılına bakışımız nasıl olur konusuna gelelim. Sizin biraz evvel ifade ettiğiniz o şablon doğrudur. Ben de aşağı yukarı ona paralel bir değerlendirmede bulunacağım.

KÜRT AÇILIMI KAYGILAR YARATTI VE ULUS DEVLETE TEHDİT OLUŞTU

2010 yılı Türkiye’de terör, hele hele yılın ilk altı ayında terörün hasıl ettiği infial ve sıkıntılarla geçti. Aslında terörün önlenmesi için birtakım adımlar atıldı. Yani bu adımlar, “Kürt açılımı” namı altında atıldı. Bu açılım hikayesi de Türkiye’de yeni birtakım kaygılara sebep oldu ve bir neticeye de varmadı. Şimdi buradan Türkiye 2011 yılına çok önemli problemlerle giriyor ki, ulus devlete yönelmiş çok önemli bir tehdit vardır.

YARGI İKTİDARA KARŞI DİRENDİ, AMA YARA ALDI

Siyasi iktidar kurumlarla çok sürtüşme içine girdi. Siyasal iktidar yargıyı tümüyle emri altına almak istedi. Yargı buna direndi, ama bu mücadelede yargı yara aldı. Hiç olmasa da yargının bir bölümü siyasallaştı. Yani tümüyle başarılı olamadı diyemeyiz. Yargıyı kumandasına almada bir yerde başarılı oldu. Nitekim, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun seçimi onu gösteriyor. Bu devletin temel organı olan yargının böylesi bir duruma düşmüş olması, vatandaşlarda kaygı uyandırdı.

İKTİDAR YARGIYLA BAŞA ÇIKABİLMEK İÇİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPTI

Siyasi iktidar yargıyla başa çıkamayınca, bir anayasa değişikliği yapmak mecburiyetinde kaldı. Yargının iki kurumunu yeniden tanzim etmek durumunda oldu, bunlardan biri Anayasa Mahkemesi’dir ki, o Anayasa Mahkemesi, bugünkü siyasi iktidarın “lâikliğe karşı hareketlerin odağı” olduğu üzerinde karar vermiştir.

Türkiye bir anayasa değişikliği referandumundan çıktı. Bu referandum hem Anayasa Mahkemesi’nin, hem de Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeniden tanzimini getirdi. Bu tanzimin bir tanesini yaptılar zaten. Şimdi bakalım, önümüzdeki zaman içerisinde ne olacaktır?

ERGENEKON’DA HUKUKSUZLUK DİZ BOYU, İŞTE HABERAL ÖRNEĞİ

Tabii yargının önemli bir durumu da, bu darbe tartışmalarının geldiği noktadır. Yalnız burada Ergenekon davasının Türkiye’de sebep olduğu rahatsızlıklar ve sebep olduğu hukuksuzluk, yarattığı kaygılar var. Ergenekon davasına değişik şekillerde bakılıyor, ama bilinen bir şey var. O da, orta yerde henüz ispatlanmış bir Ergenekon terör örgütü veya Ergenekon darbe örgütü yok. Ergenekoncu diye tevkif edilenlerin önemli bir kısmı, kuvvetli şüphe üzerine tevkif edildi diye iddianameye bağlanarak suçlanıyor. Ergenekon hadisesinin sebep olduğu durumda hukuksuzluk diz boyu.

Türkiye’deki feryada ve dışarıdan gelen feryada rağmen, tutukluluk süreleri neredeyse infaz durumuna geldi. Bu arada Prof. Dr. Mehmet Haberal davasında, “suçum ne?” diye adam ortaya çıktı, “suçun şu” diyemediler. Mehmet Haberal hâlâ tutuklu bulunuyor, ama Mehmet Haberal’ın tutukluluğunu devam ettiren hâkimler hakkında Yargıtay “suçlululuk” kararı verdi, onları suçlu buldu.

Ültanır: Ama hâkimler yine aynı yerlerinde göreve devam ediyorlar.

Demirel: Türkiye’de öyle bir durum hasıl oldu ki, güç kimin elinde, kuvvet kimin elinde, adalet nerede? Bunlar hakkında şüpheler orta yere çıktı.

ASKERİN VESAYETİNDEN KURTULMAK ADINA MİLLİ ORDU İNCİTİLMİŞTİR

Şimdi, darbe tartışmaları ve Balyoz Harekâtı adı altındaki hususlar, bir taraftan asker-siyasi iktidar münasebetleri veya sivil-asker münasebetleri üzerinde çok önemli birtakım neticeleri orta yere çıkardı. Asker-siyasi iktidar münasebetlerinde çok önemli sürtünmeler oldu. Sizin dediğiniz gibi, Kozmik Oda’nın aranmasından tutunuz da, Gölcük’teki yerlerin aranmasına kadar pek çok otoriteyi aşan durumlar hasıl oldu.

İçeriden dışarıdan birtakım kimseler, siyasi iktidarın askeri emrine aldığı, binaenaleyh bundan sonra Türkiye’deki rejimin askerin vesayetinde olmayacağını ispatladığını gösterir gibi, birtakım neticeler çıkardılar. İçeride de, dışarıda da bu kanaatte olanlar var. Fakat aslında askerin ne kadar incitildiği, hesaba katılması gereken çok önemli meselelerden biridir. Çünkü bu coğrafyada asker, Türkiye’nin çok değerli bir varlığıdır, milli ordudur. Onun itilip kakılması ve birtakım alışılmamış muamelelere tabi tutulması, bence çok incitici olmuştur.

BASIN BASKI ALTINDA VE SANSÜR İÇİNDE

Demokrasinin kurumlarıyla siyasi iktidarın münasebetlerini söylüyorum. Yargıyla olanı söyledim. Askerle olanı söyledim. Şimdi basınla ilgili münasebetlerine gelince, siyasi iktidarın bir diğer baskısı da basınla olan münasebetleridir.

Basının sansür içinde olduğunu, basının kendisi söylüyor. Siyasi iktidarın hoşuna gitmeyen basını bugün Türkiye’de yaşatmak mümkün değil. Siyasi iktidar gücünü kuvvetini her vesileyle kullanıyor. Basını baskı altında tutmak için de vergi dairelerini kullanıyor.

2010’DAN 2011’E UZANAN KORKU İMPARATORLUĞU

Böylece Türkiye’de bir “Korku İmparatorluğu” meydana gelmiştir ve bu Korku İmparatorluğu 2010 yılında devam etmiştir. 2011 yılına bu Korku İmparatorluğu ile beraber giriyoruz.

2011 YILI TÜRKİYE’DE BİR ANAYASA TARTIŞMA YILI OLACAKTIR

2010’dan 2011’e bu şartlar altında giriyoruz. Şimdi bütün işler seçime kaldı. Seçim sonrasında yapılacak anayasaya bütün gözler dikilecektir. 2011 yılı, Türkiye’de bir anayasa tartışma yılı olacaktır.

12 EYLÜL İLE HESAPLAŞMA SÖZDE KALDI

Referandum meydanlarında iktidarca, 12 Eylül ile hesaplaşmaların çok propagandası yapıldı, ama henüz ortada hesaplaşmaya ilişkin en ufak bir emare ve gelişme yok. Kaldı ki nasıl hesaplaşılacağı da belli değil.

TÜRKİYE-İSRAİL GERGİNLİĞİ VE BUNUN ABD İLİŞKİLERİNE
YANSIMASI İLE KONGRE’DE YAŞANAN ERMENİ SIKINTISI

2010 yılında bir Mavi Marmara olayı ile de karşı karşıya kalındı. Mavi Marmara olayında dokuz Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Dünyada çeşitli şekilde değerlendirilen, çeşitli şekilde yoruma tabi tutulan durumlar hasıl oldu. Bir kısım değerlendirenler Türkiye’ye hak verdi, bir kısmı vermedi. Ama bir şey ortaya çıktı ki, Türkiye ile İsrail arasında önemli bir gerginlik meydana geldi.

Ültanır: Efendim, bu gerginlik aynı zamanda Türkiye-Amerika ilişkilerini de olumsuz etkiledi. One minute olayından sonra Mavi Marmara’ya uzanan gerginlik, Türkiye’nin Ortadoğu politikasında eksen kayması ile birlikte de değerlendiriliyor.

Demirel: Evet, bu gerginlik Türkiye-Amerika ilişkilerini de etkiledi. Nitekim Türkiye-Amerika ilişkilerinde, daha birkaç gün önce Kongre’nin Temsilciler Meclisi’nde karşılaşılan durum dikkat çekicidir. Yani Ermeni önergesinin (Armenian resolution)Kongre’den geçmesi kıl payı kurtulmuştur ve bundan ötürü Türkiye’de memnuniyet duyulmuştur. Demek ki önemli bir şey, yani öyle bir tehlike vardı ki, bunun aşılabilmesi sevindirici olmuştur.

DIŞ POLİTİKADA GELİŞME SAĞLANAMAYAN KONULAR

Avrupa Birliği’nde bir gelişme olmadı. Kıbrıs’ta bir gelişme olmadı. Ermeni meselesinde de bir gelişme olmadı.

EKSEN KAYMASI VE FÜZE KALKANI KONULARI

Acaba Türkiye eksen mi değiştiriyor vs. gibi tartışmalar oldu. Evet, Türkiye’nin Suriye’yle, Lübnan’la ve İran’la olan münasebetlerinde önemli yakınlaşmalar var. Bu doğrudur, tabii bunlara itiraz eden de yok. Bu yakınlaşmalar iyi de olmuştur, ama Türkiye’nin sorunu bundan ibaret değildir.

Ültanır: Efendim, Türkiye’nin Füze Kalkanı’na evet diyerek Batı’nın yanında yer alması, eksen kaymasının balans ayarı, yani düzeltme değil midir?

Demirel: Kalkan meselesine gelince, Türkiye NATO’nun bir üyesi ise, başka türlü hareket edemez. Batı ile münasebetleri devam ettiği sürece, oraya vaki taahhütlerini yerine getirmeye mecbursunuz.

EKONOMİK BÜYÜMEYE KARŞIN TÜRKİYE’DE EN BÜYÜK İŞSİZLİK VAR

Türkiye 2010 yılına 2008 ekonomik krizini aşarak girmişti. 2010 yılında yüzde 7-7,5 civarında bir büyüme olacağı tahmin ediliyor. Tabii ki bu iyi bir şey. Ama, 2011’de bunun yarısı kadar büyüme olabileceği düşünülüyor.

Ültanır: Efendim, ancak istihdam yaratmayan bir büyüme.

Demirel: Evet, o doğrudur, işsizlikte istenilen bir iyileşme yok. İşsizlik yüzde 12 civarındadır ve büyük işsizliktir. Türkiye’nin geçen on sene zarfındaki en büyük işsizliğidir bu. Yoksulluk mücadelesi de hemen hemen olduğu yerde duruyor.

Sıcak para, Türkiye’nin en sıkıntılı meselelerinden birisidir ve artan borçlar keza öyledir. Türkiye’nin sıkıntısı, yatırım eksikliğidir, yatırım için lâzım gelen tasarruf eksikliğidir. Türkiye kendi tasarruflarını kullanmak yerine, dışarıdan ödünç almak suretiyle başkalarının tasarruflarını kullanıyor ve buna yüksek faiz veriyor. Verdiği faiz, Türkiye’nin meydana getirdiği nemayı alıp götürüyor. Onun için de genelde istihdama ve refaha yarayan bir durum meydana gelmiyor.

SANAYİLEŞMESİ BALTALANAN TÜRKİYE EN PAHALI ENERJİ ÜLKESİ

Akaryakıt fiyatlarının artışı, yüksek akaryakıt fiyatları açısından 2010 yılı, Türkiye’yi en başa çıkarmıştır. Türkiye 2010 yılının en pahalı akaryakıt satan ülkesidir. Yine aşağı yukarı en pahalı enerji satan ülkedir. Pahalı akaryakıt ve yüksek enerji fiyatları, Türkiye’nin sanayileşmesini baltalıyor.

Binaenaleyh 2010 yılından 2011 yılına açıkladığım bu şartlar altında ve böyle mevcut gelişmelerle giriyoruz. Bu noktada, ben sizin mülahazanızı ve sorunuzu alayım, ondan sonra bazı şeyler söyleyeceğim.

DEMOKRASİDEN SINIFTA KALAN TÜRKİYE NEREYE SÜRÜKLENİYOR?

Ültanır: Efendim, dünyanın ve Türkiye’nin tablosunu çizdiniz. Bildiğiniz gibi, The Economist dergisinin Economist Intelligence Unit, 2010 Demokrasi indeksi yayınlandı. Bu indekste demokrasiler dört grup altında toplanıyor: 1) Tam demokrasiler, 2) Kusurlu demokrasiler, 3) Melez (ya da karma) rejimler, 4) Otoriter rejimler. Bu indekste 2010 Türkiye’si, birinci ve ikinci grupta değil de, 89’uncu sırayla üçüncü grupta, yani melez rejimler içerisinde yer alıyor. Buna göre Türkiye’deki rejimin adı demokrasi bile değil. Yani Türkiye’de bırakın AKP’nin iddia ettiği gelişmiş ya da ileri demokrasiyi, Türkiye demokrasiden sınıfta kalmış durumda.

Siz biraz önce Cumhuriyetin tehdit altında olduğunu söylediniz. Bu Türkiye’de Atatürk Cumhuriyetine gönülden bağlı tüm kişi ve kuruluşların ortak yargısı durumunda. Nitekim Kürt açılımı; “Demokratik özerklik” adı altında çift dil, çift bayrak ve öz savunma gücü gibi isteklere dayanınca, 2010 yılındaki önemli son gelişmelerden biri olarak 17 Aralık tarihinde Genelkurmay bir basın açıklaması yapmak zorunda kaldı.

Bu açıklamada “Türk Silahlı Kuvvetleri; Devletin, Anayasamızda yer alan, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi koruma görevi kapsamında; ulus devlet, üniter devlet ve lâik devletin korunmasında her zaman taraf olmuş ve olmaya devam edecektir” deniliyor.

Asker ne kadar pasifize edilmek için örselense de, Cumhuriyeti koruma kararlılığında bir değişme yok. Bu bir güvence, ama bu güvencenin demokrasiyle çelişmemesi gerekir. Yargı da Cumhuriyetin koruyucusu ve kollayıcısı, yasalar bunu emrediyor, ama adli mekanizmanın çarklarının arasına siyasi iktidar, çarkların dönüşü engelleyici paletler koyma çabasında, yargı artık bağımsız değil ve kuvvetler ayrılığı sözde var.

Cumhuriyetin korunması ve kollanması, elbette her şeyden önce yasama organının Meclis’in görevi, yani siyaset bu işi yapmak zorunda. Bugünün koşullarında biraz çelişkili görünmekle birlikte, Türkiye içinde bulunduğu açmazlardan yine de demokratik mekanizmalarla kurtulması gereken bir ülke, ama ülke siyasetinde bir tıkanma var. Bu noktada demokrasinin vazgeçilmez unsuru siyasi partilerin durumuna bakarsak; Türkiye’yi demokrasi sıralamasında 89’uncu sıraya gerileten AKP’yi bir yana bırakalım. Demokratik özerklik talebini, PKK ve İmralı ile birlikte sürdüren BDP de ulusal ve üniter Cumhuriyet karşısında tehdit cephesi içinde yer alıyor. Geriye ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet partileri kalıyor.

2010 yılındaki önemli siyasi gelişmelerden biri de, anamuhalefet partisi CHP’de bir skandalla genel başkan değişikliği oldu. Şimdi artık CHP, kendilerince “Yeni CHP” diye tanımladıkları bir biçime dönüşme çabasında ve bu ortamda CHP’nin AKP’ye daha ılımlı görünebilecek bir kisveye büründüğü iddiaları var, bu görünüyor da. Kendi parti tabanından “Yeni CHP”ye itirazlar ve gerek türban, gerekse Kürt açılımı karşısında yumuşamasından şikayetler var. MHP’nin oy tabanında kayma olduğu söyleniyor. Demokratik sağı temsil eden Demokrat Parti (DP) ise birleşmenin sancılarını aşabilmiş değil. Maalesef siyasi partilerin genel görünümü böyle.

Cumhuriyet tehdit altında da, tehdit karşısında sağlam ve yeterli siyasi kale yok gibi görünüyor. Bugün seçim olsa anketleri CHP’yi yüzde 30 düzeyinde, AKP’yi yüzde 40’ların üzerinde, MHP’yi yüzde 10’larda, ama kritik sınırda gösteriyor. DP henüz bu tabloda yer alabilmiş değil. Seçime kadar olan süreçte bu tablo temelden değişebilir mi, önümüzdeki altı ay böyle bir değişikliği getirmek için yeterli mi, yani Haziran seçimlerinde Türkiye açmazlardan kurtulmaya sağlayacak bir siyasi ortamı yakalayabilir mi, yoksa bu gidişatla AKP yine ve üçüncü kez hiç de olmaması gerekmesine rağmen tekrar iktidarı kazanarak ve kötü tabloyu sürdürerek, Türkiye’yi daha büyük açmazlara götürebilir mi? Sorular ve korkular bunlar.

Siz, 2011 için, anayasa değişikliği yılı olacak dediniz de, AKP’nin yapacağı değişiklik parlamenter sistem yerine otokrasiye kucak açan başkanlık sistemi, üniter yapı yerine de büyük bir olasılıkla federal yapıya yönelik bazı değişiklikler yapılacak. Bunları yapacaklarını da saklamıyor, zaten söylüyorlar. Önümüzü nasıl görüyorsunuz? Buyurun efendim.

DEMOKRASİNİN TEMİNATI: HALKIN SAĞDUYUSU VE UYANIKLIĞI

Demirel: Tabii ki önümüzdeki günlerde ne olacağı, herkesin zihninde bir soru işareti. Acaba siyaset hangi ölçülerde başarılı olabilecek? Yani bugün şikayet edilen hususları düzeltecek, sıkıntıları ortadan kaldıracak, yeni bir siyasi iktidar meydana gelebilecek mi? Yoksa, Türkiye yapılacak bu seçimlerde de, bu kadar şikayetin bulunduğu bir ülke olmasına rağmen, yine mevcut siyasi iktidarla mı yoluna devam edecek? Bunları bugünden söylemenin imkânı yok. Yalnız halkın sağduyusu ve halkın hadiseler karşısındaki uyanıklığı, demokrasinin teminatıdır.

HALK AYDINLATILINCA DAİMA DOĞRUYU BULMUŞTUR

Eğer halk iyi ile kötüyü ayırt etmiyorsa, iyi idare ile kötü idareyi ayırt etmiyorsa, tabii ki orada halkın sıkıntılara düşmesi kaçınılmazdır. Ama bizim ülkemizde bu zamana kadar yapılan seçimlerde, halk iyi aydınlatılmışsa, hür ve serbestse ve birtakım yanılgıların içine sürüklenmemişse, daima doğruyu bulmuştur. Binaenaleyh gerçekten ifade edildiği gibi, Türkiye bu şikayetlerin içinde ise, halkın bu şikayetlerle beraber yaşaması yerine bunlardan kurtulmayı aramasını varsaymak lâzım.

Ancak ifade ettiğim gibi, önümüzde altı ay var, bu altı ay zarfında konjonktür hangi istikamette, nasıl değişecek bilmiyoruz. Ne cereyan edecek? Siyasi partiler ortaya ne koyacaklar? Siyasi iktidar ne koyacak? Ve seçim sathı mailinde halka ümit veren, ışık veren siyasi partiler hangileri olacak, ne olacak? Halkın bunların içerisinden iyi bir seçim yapabileceğini varsaymak lâzım. Bugün ancak bu söylenebilir.

ATATÜRKÇÜ, LÂİK MERKEZ SAĞ SİYASETE AĞIRLIĞINI KOYABİLECEK Mİ?

Ültanır: Ama yeni bir oluşum ve mevcut oluşumlarda geçen referandumda görüldüğü gibi tutarsız yaklaşımlar değil, tutarlı yaklaşımlar halkın önüne konulabilecek mi?

Demirel: Şimdi yeni oluşum dediğiniz?

Ültanır: Merkez sağı kastediyorum efendim. Her ne kadar aksini söylese de, AKP merkez sağı temsil etmiyor. Atatürkçü, lâik, ulusal ve üniter Cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çıkan merkez sağ. Merkez sağ ağırlığını koyabilecek mi?

Demirel: Bugün için merkez sağa gelince, merkez sağda çalışmalar var, gayretler var. Koyabilir, koyamaz, onu bilemiyorum, ben onun teminatını veremem. Ama koymak için gayretler var. Önümüzde altı ay var. Bu altı ay içerisinde ne yapabileceğini göreceğiz? Ona şu an bir şey diyemem.

TÜRKİYE YALNIZ AKP VE CHP’NİN MECLİS’TE
OLACAĞI İKİ PARTİLİ REJİME DÖNEBİLİR Mİ?

Ültanır: Yoksa Türkiye, MHP’nin de Meclis dışında kalacağı, AKP’li ve CHP’li, yani iki partili bir rejim altına mı girer? Ancak, burada AKP’leşmeye başlayan bir CHP’yi göz önüne alarak söylüyorum ki, AKP-CHP benzeşmesinin yaratacağı riskle, böyle bir iki partili rejime kuşkuyla bakmak gerekir. Bu tehlike de yok değil ve konuşuluyor.

Demirel: Bunların hepsi varsayım. Yani bunların hiçbirisine, böyle olur demek mümkün değil. Yalnız, bugün için mümkün değil. Seçime bir ay kalsaydı, o zaman olurdu, bir şey söylenebilirdi. Bugün halktaki temayülleri, yapılan anketleri vs.yi, yani bunları tümüyle yanlış saymıyorum, fakat bunlar netice alıcı şeyler değildir. Seçime bir ay kalıncaya kadar beklemek lâzım. Seçime bir ay kaldığında, sorduğunuz suallere daha kolaylıkla cevap verilebilir.

Ültanır: Ama önümüzdeki altı ayın ilk üç ayında, Türkiye içindeki siyasi havaya göre bir ışık doğup doğmayacağı herhalde ortaya çıkar?

Demirel: Çıkar tabii. Yani, önümüzde üç-dört ayı daha görmek lâzım. Henüz ortada siyasi ortamı tesis edecek bir mücadele yok.

Ültanır: Şimdi Sayın Cumhurbaşkanım, ben okurlarımızın ve kamuoyunun, halkımızın merak ettiği bazı konuları izninizle sormak istiyorum. Sorularım da onun için peş peşe geliyor. Tabii ben de merak ediyorum.

Demirel: Tabii tabii sorun.

DEMİREL MERKEZ SAĞIN BAŞARISI İÇİN SİYASETE DÖNER Mİ?

Ültanır: Demokrat Parti, AKP’nin merkez sağdan almış olduğu oyları tekrar merkez sağa çelmek amacıyla oluşturuldu. DYP ve ANAP’ın birleşmelerinin amacı buydu. Birleşmenin başlangıcında siyasi arenada yeni bir umut gözükmüşken, bugün ortada bir belirsizlik var, daha doğrusu genel başkan, ama sadece bir genel başkan değil, partiyi başarıya sürükleyecek bir lider belirsizliği var.

En son 14 Aralık’ta burada DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Eski Başbakan ve eski ANAP Genel Başkanlarından Mesut Yılmaz ile bir toplantı yaptınız. Basında üçlü zirve diye de tanımlanan bu toplantıda, Haziran ayında yapılacak milletvekili genel seçimleri öncesi, DP’de genel başkanlık sorununun ele alındığı basına yansıdı ve “Demirel merkez sağ için devrede” manşetleri atıldı. Toplantı sonrası yapılan açıklamalarla, Hüsamettin Cindoruk’un ve Mesut Yılmaz’ın genel başkanlığa aday olmayacakları şeklinde bir hava ortaya çıktı. Tansu Çiller, Ahmet Özal başta olmak üzere çeşitli isimler söyleniyor, daha doğrusu spekülasyon yapılıyor.

Ancak basına da yansıdığı gibi, merkez sağ tabanını ve kamuoyunu doyurucu bir ismin ortada olmadığı ifade ediliyor. Kısa bir süre için sizin Genel Başkanlığı üstlenip, DP’ye barajı aşırtıp Meclis’e sokmanıza ilişkin öneriler ve tahminler de tartışılıyor. Halkın size olan güveni ve sevgisi tabii burada baş etken. Şu an siyaset üstü konumdasınız, ama gerekirse merkez sağın başarısı için siyasete döner misiniz, sakıncası yoksa bu konuda bir açıklama yapar mısınız?

DEMİREL: “BEN PARTİLER ÜSTÜYÜM. ANCAK MERKEZ SAĞDA DA MERKEZ SOLDA DA SAĞLAM PARTİLER GÖRMEK İSTİYORUM”

Demirel: Benim durumum açıktır. Ben 10 sene önce Cumhurbaşkanlığı görevimi bitirip geldiğim zaman, yeniden siyasi parti meselesine girmeyeceğimi söyledim. Ben partiler üstündeyim. Türkiye’de benim partilerle ilgim; iyi bir demokrasi için mutlaka sağlam partilere ihtiyaç vardır. Ben sadece merkez sağda değil, merkez sağda da merkez solda da sağlam partiler görmek istiyorum. Türkiye’nin meselelerini savunabilecek partiler görmek istiyorum. Benim ilgim daha çok istişari mahiyettedir. Ben fiili bir işin içerisinde değilim. İnsanlar gelir benimle konuşur. Değişik partilerden de insanlar gelip konuşurlar. Her partiden insanlar gelir. Benim Sayın Mesut Yılmaz, Sayın Hüsamettin Cindoruk ile vaki konuşmam, Demokrat Parti’nin başına bir adam tayin etmek için değildi.

DEMOKRAT PARTİ’NİN BAŞKANLIĞINI KİM
İSTİYORSA, BUYURSUN GELSİN KONGRE’YE

Demokrat Parti, çok enteresan bir partidir. Fevkalâde demokrat bir zemini vardır ve o zeminde kendi yönetimini, kendi politikalarını tayin edecektir. Şimdi yapılması lâzım gelen doğru hareket nedir? Doğru hareket, evet Demokrat Parti kendisine baş arıyor, işte 15 Ocak’ta yapılacak Kongre. Kim istiyorsa, buyursun gelsin oraya. Burada Demokrat Parti kamuoyu, evvela Kongre’nin ve Kongresinin arkasındaki kitlenin memnun olacağı bir durum çıkarmaya çalışacaklardır. Başka türlüsü olmaz.

DEMOKRAT PARTİ İÇİN KORKU ORTAMINI AŞACAK BİRİNE İHTİYAÇ VAR

Ültanır: Efendim bugünkü Cumhuriyet gazetesinde bir demeciniz var. “Demokrat Parti için cesur biri çıkmadı” diyorsunuz. ([7])

Demirel: O bir mülahazadır.

Ültanır: Parti birleşmesinde psikoz teşekkülünden söz edip, çok başarılı sayılmasa da fiilen iki partinin birleştiğini vurgulayıp, “Türkiye’nin bugünkü şartlarından gelen, siyasete tepe noktasından cesaretle girecek adam çıkmadı ortaya” dediğinizi yazıyor. Tabii muhabir birebir aktardı ise.

Demirel: Orada yazılan biraz maksadını aşmış. Benim dediğim şey şu: “Bir korku ortamındasınız. Kolay kolay insanlar buraya talip olmuyor. Bu korku ortamını aşacak birine ihtiyaç var”. Odur o.

Ültanır: Efendim, o da, o anlama geliyor diyebiliriz herhalde değil mi?

Demirel: Aşağı yukarı.

DEMOKRAT PARTİ HAREKETİ VE TARTIŞILAN DOĞRULAR

Ültanır: Peki efendim, korku ortamını aşacak cesur bir adam çıkmazsa, ne olacak? Sayın Cindoruk, Referandum öncesi yaptığımız bir röportajında, “Kimse çıkmazsa, partiyi cami avlusuna bırakacak değilim” demişti, ama şu anda devam edip etmeyeceği tartışmalı ve kuşkulu. Ne olur, Demokrat Parti hareketi biter mi?

Demirel: Demokrat Parti hareketi, ufak bir hareket değil, çok büyük bir hareket. Demokrat Parti hareketi bitmez. Yani, aslında siyaset bugün biten bir şey değildir, siyaset devamlı bir şeydir. Bence o hususta bugün çok erken ve bir kanaate gelmeden önce 15 Ocak’ı beklemek lâzım.

Ültanır: Efendim Demokrat Parti hareketi bitmeyip devam edecektir, ama 2011 yılında Cumhuriyetin bu vasfı ile devam edip etmeyeceği konusunda da bildiğiniz gibi endişeler var. Demokrat Parti’nin burada siyasi görev alması isteniyor ve gerekli. Onun için konu tartışılıyor.

Demirel: Doğrudur. Bunların hepsi doğru. Bir doğru daha var. Bunları yukarıdan tanzim etmek mümkün değil. Bu zemininde tanzim edilecek.

Ültanır: Yani toplumun dinamikleri bunu yapacak.

Demirel: Evet ve her şey kendi zemininde olacak.

Ültanır: Bu konuda umutvar mısınız?

Demirel: Varım, umudumu hiç kaybetmedim.

Ültanır: Sayın Cumhurbaşkanım, 2011 yılı için halkımıza bir mesaj verecek misiniz?

YENİ YIL MESAJI: “MİLLETİMİZ BİRLİKTE YAŞAMA İRADESİNİ KORUMALI”

Demirel: 2010’un sonuna geldiğimiz bu noktada, Türk milletini teşkil eden unsurların birlikteliği hakkında tereddütler var. Bu tereddütler de açılımlardan geldi. Milletimiz birlikte yaşama iradesini korumalıdır. Hemen şunu söyleyeyim ki, bu irade korunmadığı taktirde, meydana gelecek netice, bu ülkede yaşayan herkesi, ama herkesi zarara sokar.

Onun içindir ki, bu ülkede kendisini Türk sayanlar, kendisini Kürt sayanlar veya başka etnik menşeden gelenlerin sağduyusu, birlikteliğin değerini koruyabilecek durumdadır. Ben buna güveniyorum. Yani, vatandaşlarımızın hiçbirini ayırt etmeksizin; doğulusu, batılısı, güneylisi, kuzeylisi ile 87 senelik Cumhuriyetin bu ülkede bir varlık meydana getirdiğini görüyorsak, bunu ancak bu beraberlik sayesinde meydana getirmişizdir.

IRK VE İNANÇ ESASINA DAYANAN KİMLİKLERLE ULUS DEVLET OLMAZ

Eğer ırk esasına dayanan veya inanç esasına dayanan kimliklere dönecek olursak, ulus devleti ayakta tutamayız. Herkesin eşit haklara, eşit fırsatlara sahip olduğu bir ülkede, eğer beraberliği devam ettirirsek, o zaman önümüzdeki seneler Türkiye’nin gelişmesine yenilikler ekleyecektir. Bence Türkiye’nin kaderi birlikteliktedir. Bunu çok önemsiyorum.

2010’DE TÜRKİYE’NİN BİRLİKTELİĞİ GENİŞ ÇAPTA ZEDELENMİŞTİR

2011’e bu birliktelik üzerinde birtakım tereddüt bulutları ile giriyoruz. En çok endişe ettiğim de budur. Bundan önceki yılların hiçbirisinde böyle bir durum olmadı. 2010 yılının başı ile 2010 yılının sonu arasında, Türkiye’nin birlikteliği geniş çapta zedelenmiştir. Şimdi bu zedelenmeyi derinleştirmemek ve kucaklaşmak vatandaşa kalıyor. Olup bitenleri soğukkanlılıkla takip etmek lâzımdır.

VATANDAŞIN BİRLİKTELİĞİ BOZACAK İLERİ DEMOKRASİ TALEBİ YOK

Eğer birlikteliğin bozulması ileri demokrasi anlamına geliyorsa, vatandaş bunu böyle anlamayacaktır. Yani, vatandaş böyle bir ileri demokrasiye talip değildir. Bir Yugoslavya durumu olmamalıdır.

Ültanır: Efendim, tabii talep vatandaştan değil, bölücü örgüt ve onların uzantısı siyasetçilerle yandaş aydınlarından geliyor. Irk esasına dayalı bölücü Kürt siyasetçilerin Demokratik Özerklik Çalıştayı ile iki dil, iki bayrak ve öz savunma gücü oluşturma istekleri ki, tüm bunlar İmralı kaynaklı isteklerdir, ulus ve üniter devlete taban tabana zıt bu istekler, vatandaşta bayağı büyük bir infial yarattı. Birlikteliği esas gölgeleyen de bu isteklerdir.

Demirel: İşte o zaten birlikteliğin zedelenmesi demektir. Yani o, milleti teşkil eden unsurların içerisinde önce etnik kimlik ve bir süre sonra da bu mesele dini kimliğe gider. Etnik kimliğe ve dini kimliğe dayanan bir devleti ayakta tutmak mümkün değildir. İki bayrak dediniz ya, başka bayrak açmak özgürleşmek değil, ayrışmaktır.

Ültanır: AKP’nin ve CHP’nin bu konuda tepkisi geç ve cılız geldi. Hükümetin tepkisi hızlı olamadı ve büyük olmadı. Başbakanın açıklaması gecikti. İktidar mensupları tek tek, yavaş yavaş tepki koymaya çalıştılar. Karşı önlemlerle birlikte, hızla sert tepkinin olmayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

BİR ÜLKE KENDİ KENDİSİNİN PARÇALANMASINI TARTIŞAMAZ

Demirel: Bağırarak çağırarak değil, ama yani herkesin bunu ciddi düşündüğü kanaatindeyim. Bu geçiştirilecek bir şey değil. Bakınız, bir ülke kendi kendisinin parçalanmasını tartışamaz. Bence böyle bir tartışma olmaz. “Parçalanalım mı”yı tartışamazsınız!. Bölünmez bütünlüğü muhafaza etmeye mecbursunuz.

Ültanır: Efendim, tam bu noktada müsaade ederseniz şunu sormak istiyorum.

Demirel: Tabii.

TÜRKİYE BİRLİKTELİĞİNİN SAHİPLERİ ÇOKTUR

Ültanır: Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü ve Cumhuriyet’i, Anayasa’nın dibacesindeki temel ilkeleriyle hiç tereddütsüz ve her zaman savunan bir kişisiniz. Aynı zamanda partiler üstü ve siyaset üstü duayen bir devlet adamısınız. Türkiye’nin krize girmesini hiç arzu etmiyoruz, ama eğer Türkiye böyle bir krize girecek olursa, bir görev yapmanız gerekirse, kabul eder misiniz?

Demirel: Bana ihtiyaç olacağını sanmıyorum. Türkiye birlikteliğinin sahipleri çoktur. Bugünkü sessizliğe bakmayın, sahipleri vardır. Hiç bilmece de söylemek istemiyorum. Söylemek istediğim şey gayet basit. Millet bölünmeye razı olmayacaktır.

BÖLÜNME ARZUSUNA KARŞI ÇIKARIM

Bu birtakım kimselerin hoşuna gitmiyorsa, o zaman bölünme arzusu var demektir. Ona da karşı çıkarım. Bu ancak bölünme arzusu olanların hoşuna gitmeyebilir. Millete kendisini muhafaza etme güvenimiz olmasın mı? Onu tekrarlıyorum.

TÜRKİYE KENDİNİ GAGALAMAKTAN VAZGEÇİP İLERİ HEDEFLERE ULAŞMALI

Türkiye’nin bence kendi kendini gagalamayı, kendi kendini zayıf düşürmek için birtakım uğraşlara girmeyi bırakıp önüne bakması lâzım. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Türkiye’nin kişi başına 20 bin dolar gelirli bir Türkiye olması lâzım.

Türkiye’nin kalkınmış sanayi ülkeleri arasında 10’uncu sıraya gelmesi lâzım. Türkiye’nin daha iyi eğitiminin olması lâzım. Türkiye’nin daha iyi yönetilmesi lâzım. Türkiye’de yoksullukla, işsizlikle, fukaralıkla daha iyi mücadele edilmesi, uğraşılması lâzım. Türkiye’nin doğasını daha iyi koruması lâzım. Velhasıl Türkiye’nin her şeyi daha iyi yapması lâzım. Daha iyi işleyen bir yargı, her şeyi ile daha iyi işleyen bir devlet yönetimi ve asayişi yerinde, insanlarının birbirini sevdiği bir Türkiye olması lâzım. Bunlara ulaşmak varken, biz bunu bırakıp Türkiye’yi orasından burasından çekmeye çalışıyoruz. Bunu hüzünle karşılıyorum. Gelin uyanalım.

Ültanır: Efendim tamamladınız herhalde, eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Demirel: Oldu Hoca, tamamdır.

Ültanır: Çok teşekkür ediyorum Sayın Cumhurbaşkanım.





--------------------------------------------------------------------------------


([1]) Başbakan David Cameron tarafından 2010 Mayıs’ında kurulan hükümet Muhafazakâr Parti ile Liberal Demokrat Parti’nin koalisyonu.

([2]) 2010 Ekim’inin sonunda Cumhurbaşkanı seçilen Dilma Roussef. Brezilya’da Anayasa gereği aralıksız üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçilmesi olanaksız olan Lui Inacio Lula tarafından halefi olarak gösterilen eski genel sekreteri Dilma Rousseff, birinci turda oyların yüzde 47’sini ikinci turda yüzde 55’ini alarak Cumhurbaşkanı seçildi ve Lula’nın son yıllarda ülkeyi hızla büyümeye götüren politikalarını devam ettireceği sözünü verdi.

([3]) Avustralya Başbakanı ve iktidardaki İşçi Partisi lideri Kevin Rudd, 2010 Haziran’ında parti içinde yapılan oylama sonucu koltuğunu kaybederken, parti başkanlığına ve dolayısıyla ülkenin ilk kadın başbakanlığına da 48 yaşındaki Julia Gillard seçildi.

([4]) Polonya Cumhurbaşkanı Lech Kacinski’nin uçağı 2010 Nisan’ında Rusya’nın batısında Dinyeper nehri yanındaki Smolensk kenti hava alanına iniş sırasında düştü. Kazada Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı ile birlikte aralarında devlet adamı ve askeri komutanların da yer aldığı 97 kişi hayatını kaybetti. Cumhurbaşkanı Kacinski, hükümetin ülkeyi Rus doğalgazına bağımlı hale getirmiş olmasını eleştiriyordu.

([5]) Kırgızistan'da 2005'te otoriter Askar Akayev rejimini deviren halk, 2010 Nisan ayının başında Kurmanbek Bakiyev yönetimini de alaşağı etti. Ekim ayı seçimleri sonrasında ise üç parti koalisyon hükümetinde anlaştı ve Kırgızistan parlamenter demokrasiye geçti. Hem Rusya'nın hem de ABD'nin askeri üslerinin bulunduğu ülkede yaşanan siyasi gelişmeler, Çin dahil olmak üzere tüm büyük güçler tarafından yakından izleniyor. ABD, parlamenter demokrasiye geçişi desteklerken, Rusya'nın bu rejim değişikliğinden rahatsız olduğu bildiriliyor.

([6]) Dünya Kupası için 2010 FIFA Dünya Kupası final maçları Haziran-Temmuz aylarında Güney Afrika'da yapıldı. Böylece bir Dünya Kupası ilk kez Afrika kıtasında düzenlenmiş oldu.
([7]) 9. Cumhurbaşkanı Demirel: Demokrat Parti için cesur biri çıkmadı, Röportaj: Ali Abalı, Cumhuriyet, 24.12.2010.
 

Habere Yapılan Yorumlar
Sayin; You really practical internet site; could not do it without ya! Check out also my own website

https://www.mistralbg.com/pochivki-turcia/kushadasa евтини почивки в турция през септември

ptmis+
Sayin; Sayin; Стойки лестницы: труба O 42 мм; Габаритные размеры, мм: (ВхШхД): 1900х1550х2100 мм. Спинка (ШхВ): 330х135 мм. Сидение (ШхД): 330х330 мм. Допустимая нагрузка, кг: 100 (на турник, перекладины и рукоходы до 120 кг.) Цветовое исполнение: Синий-жёлтый-красный Вес изделия брутто, кг: 48 Габариты упаковки: 2 места 1,22 х 0,44 х 0,14 м.Купить на складе:есть.
Как выбрать детский гимнастический комплексот магазина Sporthappy.com.ua
Смотрите информацию манжета для тяги на сайте
Выбрать и купить купить турник для улицыот магазина Sporthappy.com.ua

Купить на складе:есть.Что нужно учесть.
Sayin; Мобильная эротика и виртуальный секс - [url=https://pornopda.xyz/virt/sexcard/32719-psihosocialnye-aspekty-obraschenija-muzhchin-k-virt-seksu-po-telefonu-virt-vatsap-telefony-dlja-shalostej.html]Телефонный секс: как технология стала неотъемлемой частью нашей интимной жизни. Телефон женщин для секса по вебке на вечер[/url], способствует развитию культуры сексуальных возможностей и автономии. Поощряя людей исследовать свои желания на собственных условиях, эти платформы помогают разрушить представление о том, что секс должен контролироваться или диктоваться внешними силами. Вместо этого они продвигают представление о сексуальности, основанное на согласии, удовольствии и взаимном уважении.
В мире, где сексуальность часто контролируется и ограничивается, мобильная эротика предлагает маяк надежды и возможностей. Это напоминание о том, что каждый заслуживает права свободно и без страха осуждения исследовать свои желания и получать удовольствие от жизни.
Номер телефона для знакомств и вирта, а также [b]Секс разговор с мужем по телефону : секс по телефону с МТС и Билайн +7-809-505-6850. Можно позвонить с мобильного и городского телефона, а также заказать обратный звонок без регистрации бесплатно знакомства секс по телефону[/url] [/b] после оплаты картой девушка позвонит на ваш телефон.

Если вы ищете дополнительный источник удовольствия, который доступен в любое удобное для вас время, то секс по телефону именно то, что вам нужно. Вам больше не придется ограничиваться рамками обычной интимной жизни.
Мы гарантируем полную конфиденциальность и анонимность наших услуг [url=https://pornopda.xyz/virt/sextel/14478-istorija-prijatnogo-znakomstva-v-sekse-po-telefonu-new.html]Секс женщины лет номера телефонов[/url]. Вы можете быть уверены, что ваша личная жизнь останется только вашей тайной.
В последние годы виртуальный секс и удовлетворение на расстоянии, переживает всплеск популярности, во многом благодаря достижениям в области технологий и изменению отношения к сексуальности. Поскольку смартфоны становятся неотъемлемой частью повседневной жизни, все больше и больше людей обращаются к своим устройствам, чтобы исследовать свои желания и общаться с единомышленниками.
Одним из ключевых факторов роста спроса на [url=https://pornopda.xyz/virt/sexcard/32641-biznes-seks-industrii-modeli-operatory-i-ih-rol-v-peresechenii-tehnologij-i-intimnosti-virt-za-dengi-po-telefonu-vo-vseh-gorodah-rf.html]Мужчинам что-то не нравится в минете? А девочкам в сексе по телефону нравится все в районе Фили-Давыдково и вирт в других районах Москвы[/url], является доступность цифрового контента. Всего несколькими нажатиями на телефоне вы получите доступ к огромному количеству чувственных изображений, видео и историй, адаптированных к вашим личным вкусам и предпочтениям. Эта простота доступа помогла демократизировать эротику, сделав ее более инклюзивной и доступной для людей любого происхождения и идентичности.
Самые горячие разговоры [b]сергиев посад секс телефон[/url] [/b] только у нас!

Кроме того, мобильная эротика - [url=https://pornopda.xyz/pornopda/lesbi/14575-chetyre-lesbiyanki-ustroili-doma-orgiyu.html]Негритянская шлюха доит мой член своим опытным язычком, оральный секс видео[/url], предлагает уровень интерактивности и вовлеченности, с которым традиционные формы эротики просто не могут сравниться. Эти платформы — от захватывающих виртуальных впечатлений до функций чата в реальном времени — позволяют пользователям общаться с другими способами, которые кажутся интимными и личными.
Но с ростом популярности возникают новые проблемы и соображения. Поскольку развлечения на сайтах становятся все более популярными, для платформ важно уделять приоритетное внимание безопасности и конфиденциальности пользователей, внедряя надежные меры безопасности для защиты от преследований и злоупотреблений.
В целом, рост спроса на секс в виртуальной среде, представляет собой сейсмический сдвиг в том, как мы взаимодействуем с сексуальностью и желанием. Используя возможности технологий, эти платформы помогают создать более инклюзивный и свободный мир эротики для всех.
Sayin; Pornhub s parentpany admits to profiting from sex trafficking
http://daydreams.fart.prank.miyuhot.com/?magdalena-riya

late porn star holmes two guys on one girl oorn porn stars named honey sexy mom porn videos porn nude john cena

Sayin; [url=https://fitnesshome23.blogspot.com/]Свежие вести[/url]: [url=https://zarabotok-linkslot.blogspot.com/]советы на все случаи жизни видео[/url]Sayin; [url=http://zmkshop.ru/kontakty/]круговая шлифовка металла[/url]
Sayin; [url=https://yourdesires.ru/fashion-and-style/quality-of-life/1449-igrovoj-klub-vulkan-kratkij-obzor.html]Игровой клуб «Вулкан»: краткий обзор[/url] или [url=https://yourdesires.ru/psychology/fathers-and-children/page/2/]Отцы и дети » Страница 2[/url]

[url=http://yourdesires.ru/it/windows/940-kak-uznat-seriynyy-nomer-noutbuka.html]где серийный номер на ноутбуке asus[/url]

https://yourdesires.ru/fashion-and-style/quality-of-life/1689-kakimi-byvajut-igrovye-avtomaty.html
Sayin; Sayin; I will write an article on any topic, contact:
ovgyelyxclojzwy@mail.ru
Sayin; Sayin; Прогон сайта с помощью Хрумера может помочь улучшить позиции сайта в поисковых системах, повысить его трафик и увеличить количество потенциальных клиентов. Однако, не следует забывать, что использование Хрумера может повлечь за собой риск нарушения правил поисковых систем, таких как Google, что может привести к наказанию и снижению рейтинга сайта.
[url=https://ru.xelo.pro/xrumer/]скачать хрумер[/url]
Sayin; Если вы хотите чтобы ваш ребенок рос здоровым и полноценно развивался, тогда вам стоит задуматься о покупке металлического спортивного комплекса. Занятия на этом тренажере благотворно влияют на осанку, позвоночник, улучшают координацию, развивают мышцы, укрепляют организм и повышают иммунитет ребенка. Кроме того регулярные занятия спортом помогут приучить ребенка к дисциплине и здоровому образу жизни.· возможности для устойчивого крепления на бетонированном основании;Спортивный комплекс состоит из 14-ти опорных столбов (диаметром 100 мм)
[url=http://happykiddi.com.ua/ulichnyie-trenazheryi] тренажер уличные цена[/url] супер распродажа от легендарного завода-производителя из дерева для детских садов силовые площадки для спорта . Спортивный магазин Спортхеппи доставку осуществляет к Вам домой по всей Украине : Житомир , Ивано-Франковск , Луцк , Николаев , Тернополь , Харьков , Черкассы курьерской компанией Автолюкс или транспортом завода без предоплаты в течении 2-3 дней после заказа. Стоимость доставки 1425 гривень.
http://happykiddi.com.ua/ulichnyie-trenazheryi
Sayin; Получай деньги зарабатвая на смартфоне , решая не сложные задачи!

У всех желающих есть доступная возможность получить, как дополнительный интернет заработок, так и работу дома!
С Profittask Вы сможете заработать до 1000 руб. ежедневно, выполняя простые задания, находясь в своем доме с доступом к сети интернет!

Чтобы создать легкий интернет заработок, вам необходимо всего лишь [b][url=https://profittask.com/?from=4102/]скачать небольшую программу[/url][/b] и зарабатывать уже прямо сейчас!
Узнай это очень легко, просто и доступно каждому - без вложений и специальных навыков действуйте у вас непременно получится!
[url=https://profittask.com/?from=4102]быстрый заработок без интернета[/url]
Sayin; Прогон сайта с помощью Хрумера может помочь улучшить позиции сайта в поисковых системах, повысить его трафик и увеличить количество потенциальных клиентов. Однако, не следует забывать, что использование Хрумера может повлечь за собой риск нарушения правил поисковых систем, таких как Google, что может привести к наказанию и снижению рейтинга сайта.
[url=https://ru.xelo.pro/]анализ конкурентов что это[/url]
Sayin; Sayin; Sayin; Appreciate the recommendation. Will try it out.



Are you Searching for StandOff 2 Hack? Do you need Unlimited Golds & Coins in Standoff 2?
Check out our StandOff 2 Hack Generator for Unlimited Resources 100% Working!

Check out our StandOff 2 Hack Below:
https://mahatamag.xyz/standoff-2-hack-cheats-gold-coins

Also Check:
http://www.growwithnext.com/__media__/js/netsoltrademark.php?d=mahatamag.xyz%2Fstandoff-2-hack-cheats-gold-coins
http://movies7.com/__media__/js/netsoltrademark.php?d=mahatamag.xyz%2Fstandoff-2-hack-cheats-gold-coins
http://foodsell.ru/bitrix/rk.php?goto=http://toolsforyou.xyz/standoff-2-hack-cheats-get-gold-coins-unlimited
http://www.westcoastmetals.com/__media__/js/netsoltrademark.php?d=shaktimaan.xyz%2Fstandoff-2-hack-cheats-get-gold-coins-unlimited
http://face-ball.ru/bitrix/rk.php?goto=http://shaktimaan.xyz/standoff-2-hack-cheats-get-gold-coins-unlimited
http://partnerfinder.info/__media__/js/netsoltrademark.php?d=shaktimaan.xyz%2Fstandoff-2-hack-cheats-get-gold-coins-unlimited
Sayin; https://telegra.ph/Naked-Asian-Girls-With-Bubble-Butts-03-26
Sayin; https://telegra.ph/PUERTO-RICAN-IS-UNFAITHFUL-WITH-THE-12-06
Sayin; https://telegra.ph/Khmer-Phnom-Penh-11-26
Sayin; Sayin; https://telegra.ph/Essen-Porno-10-31
Sayin; Hi, Neat post. There is an issue along with your website in internet explorer, might test this?
IE still is the market leader and a large component of other people
will omit your magnificent writing due to this problem.


References:
https://www.swimhealth.net/
http://threlfall.com/__media__/js/netsoltrademark.php?d=www.swimhealth.net
https://ml7u33zexfyc.i.optimole.com/xIF2Rc8-XulA0vLf/w:auto/h:auto/q:mauto/https://www.swimhealth.net/
http://obesityresearchnetwork.com/__media__/js/netsoltrademark.php?d=www.swimhealth.net
http://dctruckersassociation.com/__media__/js/netsoltrademark.php?d=www.swimhealth.net
http://barraute.ca/__media__/js/netsoltrademark.php?d=www.swimhealth.net
Sayin; https://telegra.ph/Faszinierenden-Riesigen-Titten-Geölt-Schönheit-03-28
Sayin; https://telegra.ph/Katja-Kassin-Porn-10-21
Sayin; https://telegra.ph/Me-Cojo-Tremendo-Culo-De-Gringa-Puta-12-13
Sayin; https://telegra.ph/Teen-Porno-Sex-Arsch-03-25
Sayin; https://vk.com/@-190536737-nude-girls-porno-free
Sayin; Sex breast ass naughtyamerica
Sayin; Doll fuckn 1
Sayin; Girlfriend New Albums
Sayin; Sayin;
Habere Yorum Yapın
Adınız
Email Adresiniz
Mesajinız
Güvenlik Kodu
Kodu Giriniz
Kullandığınız Tarayıcı : Bilinmiyor
İp Adresiniz : 3.149.236.69
Toplam Hit : 2593773
Internet Explorer 6.0 ve Üzeri Web Tarayıcıları ile 1024 x 768 Çözünürlük ve Gerçek Renk Ekran Özellikleri Tavsiye Edilmektedir.
@2022 wwww.ibrahimcetinkaya.com Tüm Haklari Saklıdır. izinsiz ve kaynak gösterilse dahi kullanılamaz.
a
a
a